HÜKÜMLER- Başbağlar Hükmü

Ana Sayfa Şiirler Söyleşi-Demeç-Haber

HÜKÜMLER

 

Başbağlar Hükmü

(Bu acı milletin acısıdır, yüzyıllar geçse yarası
derindir… Ama o yara bizlere her gün, her saat
kutlu görevlerimizi hatırlatıyor.)
Dr. Doğu Perinçek

I.
Madımak’ta milleti sırtından vuran katliam hançeri,
Döndü, Başbağlar’ın iman tahtasından girdi, saplandı.
Suçun kriminal yapılanması o gün kelamla saptandı:
Dayamıştı sırtını Yargıtay üyelerine, adalet saraylarına,
Silah işini iyi biliyordu, deneyim edinmişti Maraş’ta:
Kabzasında Nato şanı, ağzında özel kuvvet nişanı vardı.

II.
Kimlerdir, Türk varlığının eşiğinden Şeytanla girenler?
Sızmışlar ulu devletin sinir sistemine, sirenler kapalı.
Vahşetin oyuncu kadrosu, senaristi, yönetmeni apaçıktı,
Balistik incelemesi yapılacak meclis vekillerinin.
Mermi kovanları hâlâ doluydu Pentagon kurşunuyla:
Ak duvaklı Fırat gelininin, süt çocuğunun hakkı alınacak.

III.
Akan kan Anadolu’nun gönlünü acıya, kara yasa boğdu,
Saidi Nursi meczupları ile Pensilvanya mensupları,
Ah can Erzincan’ıma, şirin Karabağlar’ıma daldı, ah!
İhanet silahının sapında karakter izleri sabit bulundu.
Ezan yarıda kesildi: Hayye ale’l-felâh, hayye ale’l-selââh..
Başbağlar’da kalbimizi parçalayan ihanet kurşunları,
Doldu bir Kuvayı Milliye erinin mukaddes tüfeğine.

IV.
Esence çayı kıyısında analar ağlar, başları kara bağlı,
Apçaağa minarelerinde hilaller, birlikte ah çeker.
Dayanmaz sesine Munzur tepeleri, Sarıçiçek dağları,
Vurdular yeni gelinleri, emzikli bebeğiyle yaktılar.
Gladyo kurşunu yağdırdılar Anıtkabir’de dört bir yana:
Dereler yaralı, Fırat kan akıyor, devlet derin bakıyor.
İnsan hayatına tekbirle kıyanlar, boyun verecek kıyama.

V.
Kurşuna dizildi yakın mesafeden, Erzincan dolunayı,
Oynandı büyük mecliste toprağa akan kanın halayı:
Gökten melek astılar, uy aman aman, gülü ateşe bastılar,
Taştı kutsal kan köy camisinin mermer kurnasından.
Elinde general satırı, ulusun kollarını kırıyor omuzdan.
Haydut eli tetikten çekilmedi, devletten çekinmedi,
Kesilecek cezası, Karasu Karalık Kanyon’undan ileri.

VI.
Çığlıklar yükseldikçe, Taş Yolun kanallarına acı taştıkça.
Her şehitle birlikte borsa yükseldi, hisse senetleri arttı,
Köyün erkekleri tek tek kurşuna dizildi, ilahlar ayaktadır.
Kimisi tam mesh ediyordu başını, namlu dayandı:
Elim böğrümde kaldı, deccalin ağzından çiyanlar aktı.
Fırat kaya yatağında isyana kalktı, tirnanna, tirnana!

VII.
Devrim şafağı sökecek, sunam uyanacak derin uykudan,
Psikopat Gladyo köpeğinin tasması boynuna dolaştı,
Hiroşima Atom mühendislerinden katliam dersleri almış.
Gülü kılıçla sarmalayan Kemaliye yasası, ayağa kalktı:
Büyük insanlık, yüz otuz üç kez aşk ile hakkın alacak.

VIII.
Vahşi canavar nasıl girerse yavru şahinlerin yuvasına,
Yakıldı Can Erzincan ahşap sofalarında, odalarında…
Başbağlar’ın evleri, Türkiye’nin asma bahçeleri basıldı,
Kestiler Cumhur’u, konuşmaz oldu Ankara’nın dilleri.
Sıra sıra yiğitler kurşuna dizildi, cesetleri üst üste,
Biliyoruz karargâha giren FETÖ, PKK gediklilerini.

IX
Karanlık şeytanların üzerine çakıyorum şiir şimşeğini:
Şairin ilahi görevidir, ulus çadırını yakanlar yanacaklar,
Özel harp erkânına uygulanacak yağlı kamu kırbacı,
Katiller mezardaysa çıkacak, hükmü okunacak yüzüne.
Kıbleye yatacak secde üstünde, can alanların encamı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir